بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَلَآ أُقۡسِمُ بِٱلنَّفۡسِ ٱللَّوَّامَةِ ٢

(Kusurlarından dolayı kendini) kınayan nefse de yemin ederim (ki diriltilip hesaba çekileceksiniz).

– Diyanet İşleri

أَيَحۡسَبُ ٱلۡإِنسَٰنُ أَلَّن نَّجۡمَعَ عِظَامَهُۥ ٣

İnsan, kendisinin kemiklerini bir araya getiremeyeceğimizi mi sanır?

– Diyanet İşleri

بَلَىٰ قَٰدِرِينَ عَلَىٰٓ أَن نُّسَوِّيَ بَنَانَهُۥ ٤

Evet bizim, onun parmak uçlarını bile düzenlemeye gücümüz yeter.

– Diyanet İşleri

بَلۡ يُرِيدُ ٱلۡإِنسَٰنُ لِيَفۡجُرَ أَمَامَهُۥ ٥

Fakat insan önünü (geleceğini, kıyameti) yalanlamak ister.

– Diyanet İşleri

يَسۡـَٔلُ أَيَّانَ يَوۡمُ ٱلۡقِيَٰمَةِ ٦

“O kıyamet günü ne zaman?” diye sorar.

– Diyanet İşleri

فَإِذَا بَرِقَ ٱلۡبَصَرُ ٧

(7-10) Gözler kamaştığı, ay karanlığa gömüldüğü, güneş ve ay bir araya getirildiği zaman, o gün insan “kaçış nereye?” diyecektir.

– Diyanet İşleri

وَخَسَفَ ٱلۡقَمَرُ ٨

(7-10) Gözler kamaştığı, ay karanlığa gömüldüğü, güneş ve ay bir araya getirildiği zaman, o gün insan “kaçış nereye?” diyecektir.

– Diyanet İşleri

وَجُمِعَ ٱلشَّمۡسُ وَٱلۡقَمَرُ ٩

(7-10) Gözler kamaştığı, ay karanlığa gömüldüğü, güneş ve ay bir araya getirildiği zaman, o gün insan “kaçış nereye?” diyecektir.

– Diyanet İşleri

يَقُولُ ٱلۡإِنسَٰنُ يَوۡمَئِذٍ أَيۡنَ ٱلۡمَفَرُّ ١٠

(7-10) Gözler kamaştığı, ay karanlığa gömüldüğü, güneş ve ay bir araya getirildiği zaman, o gün insan “kaçış nereye?” diyecektir.

– Diyanet İşleri

كـَلَّا لَا وَزَرَ ١١

Hayır, hiçbir sığınacak yer yoktur.

– Diyanet İşleri

إِلَىٰ رَبِّكَ يَوۡمَئِذٍ ٱلۡمُسۡتَقَرُّ ١٢

O gün varıp durulacak yer, sadece Rabbinin huzurudur.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu